500 Emerging Europe e2vc’ye Dönüşüyor

e2vc, Orta ve Doğu Avrupa (CEE), Baltıklar ve Türkiye’deki Pre-Seed ve Seed aşamasındaki girişimleri destekliyor.
e2vc e2vc
e2vc

İstanbul merkezli 500 Emerging Europe’un arkasındaki ekip, e2vc adıyla yeni kimliğini tanıttı. Bu dönüşüm, küresel odaklı girişimlere daha güçlü bir destek sunma amacı taşıyor.

Artık 500 Global’den tamamen bağımsız olmalarına rağmen ekip, kuruluşundan itibaren bölgeye özgü bir odakla bağımsız bir şekilde faaliyet göstermekteydi. Genel Ortaklar Enis Hulli ve Arın Özkula ile bu yeni kimliği ve stratejiyi konuşma fırsatı buldum. – Cate Lawrence

e2vc’nin Tarihi

2016 yılında 500 Global ile ortaklık yaparak €10 milyonluk birinci fonunu (Fund I) oluşturdu. 2016-2020 yılları arasında yapılan bu fonlama, 28 portföy şirketi içerdi ve bu şirketlerden üçü unicorn olmayı başardı.

SPONSORLU

Bu portföy yalnızca finansal bir başarı değil, aynı zamanda 4000’den fazla kişiye istihdam sağlayan bir girişim ekosistemi yaratmış durumda.

2021’de €70 milyonluk ikinci bir fon (Fund II) oluşturuldu ve bu fon, unicorn olmaya çok yakın olan birçok şirketi şimdiden destekledi. Bu da Emerging Europe’un, küresel başarı hikayeleri yaratma potansiyelini doğruluyor.

Portföy şirketleri, Sequoia ve Andreessen Horowitz gibi üst düzey yatırımcılardan yaklaşık 3 milyar dolarlık ek fon topladı.

Strateji: Küresel Düşünce, Erken Dönem Yatırımlar

e2vc’nin stratejisi, pre-seed ve fikir aşamasında 1 milyon dolarlık yatırımlara dayanıyor. Bu model, 500 Global’in hızlandırıcı odaklı yaklaşımından farklı bir yol izliyor.

Emerging Europe, daha ilk günden itibaren uluslararası ölçeklenmeye odaklanmış girişimler üretmesiyle dikkat çekiyor. e2vc, bu küresel öncelikli bakış açısına sahip kurucuları güçlendirmeyi ve onları dünya sahnesinde rekabet edebilir hale getirmeyi amaçlıyor.

Enis Hulli şunları paylaştı:

“Tüm tezimiz, kurucuları ABD’ye yönlendirmek üzerine kurulu. Makro ölçekte ise Emerging Europe, İsrail modelinin 26 ülkeye yayıldığı tek gelişmekte olan pazar. Polonya, Bulgaristan veya Estonya gibi her ülke, teknolojiyi ilk günden itibaren ihraç etmek ve ABD’de güçlü bir varlık oluşturmak istiyor.”

Hulli’ye göre, Doğu Avrupa ve Baltıklarla birlikte Türkiye’ye odaklanma kararı oldukça avantajlı.

“Bölgeyi seviyoruz çünkü yüksek yetenekli ve küresel odaklı insanlar barındırıyor. Pazarlar da oldukça küçük, yani yerel pazarda bir şeyler inşa etme şansınız yok. Bu yüzden girişimler ilk günden itibaren çok küresel.”

500 emerging europe - e2vc
500 emerging europe – e2vc

Emerging Europe’un Teknik Üstünlüğü

Emerging Europe’daki teknoloji yetenekleri, teknik ustalıkları ve adaptasyon becerileriyle tanınıyor. Bu durum, girişimlerin ABD’deki rakipleriyle başa baş rekabet etmesine olanak tanıyor. Özellikle ileri teknolojilere hakim bir iş gücü, bu girişimlere uluslararası pazarda güçlü bir rekabet avantajı sağlıyor.

Hulli ayrıca Emerging Europe’un girişimcilerinde “anti-kırılganlık” özelliği görüyor:

“ABD’li rakipleriyle karşılaştırıldığında, sermaye hiçbir zaman bizim şirketlerimizin temel avantajı olmadı. Pazar olgunlaştığında, daha fazla zırha sahip oldular ve aşırı fonlanmış rakiplerine karşı rekabet edebildiler.”

Girişim Yatırımlarında Yeni Dönem

Hulli, girişim yatırımlarının yeniden toparlandığını belirtiyor:

“Girişim sermayesi bir sıfırlama düğmesine bastı ve toparlandı. Biz Emerging Europe, Türkiye ve Baltıklar gibi bölgelerde çalıştığımız için şanslıyız. Çünkü burada değerlemeler hiçbir zaman Batı’daki abartılı seviyelere çıkmadı.”

Son birkaç yılda e2vc’nin portföy şirketleri, kaynaklarını etkili bir şekilde kullanarak dayanıklı bir zihniyetle dalgalı piyasa koşullarını atlattı. Özkula, “Bu zorluklardan çok daha güçlü çıktılar,” diyor.

Küresel Bir Ağ Kurmak

E2vc’nin San Francisco, New York City ve Londra’da ekip üyeleri bulunuyor. Hulli, girişimcilerin uluslararası büyümelerine destek olmak için değerli bağlantılar sunan bir küresel ağ inşa ettiklerini belirtiyor:

“Bu ilişkilerden yararlanarak, girişimciler işlerini uluslararası düzeyde genişletebilirken ürün ekiplerini kendi bölgelerinde güçlü bir şekilde tutabiliyorlar.”

500 Emerging Europe vs e2vc

500 Emerging Europe ve e2vc arasındaki ayrım, her iki girişim sermayesi modelinin dağarcığındaki farklı önceliklere ışık tutuyor. 500 Global, genelde hızlandırıcı programları ve erken aşama girişimlere yönelik geniş ağ desteğiyle tanınıyor. Bununla birlikte, e2vc’nin bağımsız bir kimliğe bürünmesi, daha özelleştirilmiş ve bölgeye özgü bir yaklaşımla ayrışıyor.

500 Emerging Europe, ilk fonunu 500 Global çatısı altında toplamış ve önemli başarılar elde etmiş olsa da, e2vc, pre-seed ve fikir aşamasındaki yatırım odağıyla daha niş bir strateji izliyor. 500 Global’in hızlandırıcı modeline kıyasla, kurucularla birebir çalışarak, özellikle küresel odaklı projeleri destekliyor. Bu odak, Emerging Europe’un teknoloji ihraç etme potansiyelini geliştirmeyi hedefleyen daha dar bir perspektif sağlıyor. Bu farklılaşma, her iki modelin avantajlarını korurken, e2vc’nin bölgesel gücünü ve özel yatırım teziyle oluşturduğu farklılaşmayı ortaya koyuyor.

Tech.eu’dan çevrilmiştir.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlham verici okuma rehberi

Abone Ol butonuna basarak Gizlilik Politikamızı ve Kullanım Koşullarımızı okuduğunuzu ve kabul ettiğinizi onaylamış olursunuz.
SPONSORLU